Etnik bir ad olarak “Kazak” sözcüğünün ortaya çıkışı, Orta Asya‘daki Moğol istilasından sonradır. Altın Ordu devleti içinde biçimlenen Türk-Moğol karışımı Kazak boyları 15.-18. yüzyıllar arasında Kalmuklarla mücadele etmiş, 18. yüzyılda da Rus egemenliği altına girmişlerdir. 1924 yılında eski Sovyetler Birliği içinde kurulan Kazakistan Özerk Cumhuriyeti, Sovyetlerin dağılmasıyla 1991′de bağımsızlığını ilan etmiştir.
Kazakistan İstatistik Kurumu verilerine göre Mart 2017 tarihinde Kazakistan’ın toplam nüfusu 17.753.000′dir. Kazakistan Hükümeti resmi sitesinde Kazak sayısının toplam nüfusun yaklaşık % 60′ı olduğu belirtilmiştir. Bundan Kazakistan’daki Kazak sayısının 9.496.000 olduğu anlaşılabilir. Ayrıca Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan Cumhuriyetleri, Rusya Federasyonu, Moğolistan, Afganistan, Çin ve Türkiye’de yaşayan Kazak nüfusla bu sayının 12 milyona yaklaştığı tahmin edilebilir. Kazaklar sünni müslümandırlar.
Devlet başkanı Nursultan Nazarbayev’in, 2006 yılında Latin esaslı Kazak alfabesine geçiş için altı ay içinde hazırlık yapılması gerektiğine dair bir talimatı olmuştur. Ayrıca 11.-15 Haziran 2007′de Türk Dil Kurumunda Kazakistan’ın Latin harflerine geçişi ile ilgili bir toplantı, yapılmış ve gelişmeler değerlendirilmiştir.Kazakça Türk dili dünyasının güney Kıpçak grubu içinde yer alır. 19. yüzyılda Rus yönetimi altında yazı dili olan Kazakça kuzeydoğu ağızlarına dayanır. Kazak yazı dilinin kurucusunun Abay Kunanbayulı (1845-1904) olduğu düşünülse de, Abay’ın çalışmaları 20. yüzyılın başına kadar yayımlanmamıştır.
1929′a kadar Arap, 1929-1940 yılları arasında Latin alfabesi ile yazılan Kazakça için I940′ta Kiril asıllı yeni Kazak alfabesi belirlenmiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Kazakistan’da da alfabe değişikliği gündeme gelmiş, başta Latin alfabesi olmak üzere Arap ve Uygur alfabesi, hatta Runik alfabe seçenekleri tartışılmaya başlamıştır.
Kazakçanın temel ayırıcı özellikleri arasında Eski Türkçe söz başındaki y- sesinin j-’ye; ş ve ç seslerinin her durumda sırasıyla s ve ş’ye değişmeleri sayılabilir: yaz->jaz-, baş>bas, üçüriüşin vb.
Aşağıda Kazak Türkçesine örnek bir metin verilmiştir. Metnin Türkiye Türkçesindeki karşılığı, altındadır.
Irıstı Men On Altı Akın (Kazak Türkçesiyle)
Irıstı suluvdıñ cumbağı:
Kerüven tüyen bar ma kos artkanday,
Kos artıp cük tüyesin bosatkanday,
Öziñ de kartka baskan kisi ekensiñ,
Kerini bar ma amal casartkanday?
1- Eşniyaz Saldıñ şeşüvi:
Kerüvenmin, tüyem arık, kelip em kez,
Kezdestik col üstinde sizbenen biz.
Özindey nağız seyis kolğa tüsse,
Keriniñ casarmağı bir suluv kız.
2- Alşın Ezilkeştiñ şeşüvi:
Kos artpak-hak buyrığı, karındasım,
Körkeytpek bulbul baktın derecesin.
Köñili şat keriniñ cas bolmağı ansan,
Emiredey erkim tapsa Urlıkasın.
3- Alaşa Sadık akınnıñ şeşüvi:
Ölgen soñ bastan keter köñil kumar,
Cuk arttım talay-talay köñilge nar,
Kaytalap keri kisi cas bolmaydı,
Eşeyin köñilinizge kelgen şığar.
4- Onğar cıravdıñ şeşüvi:
Bak-devlet, kondırsa erge ıkbal kusın,
Ayamas cuk artuvğa nardın küşin.
Ul perzent, uyat, işan, em suluv car,
Casartıp körsetedi erdiñ tüsin.
Tabılar ne keregin osı aytkannan,
Bolmasa öziñiz bil endigisin.
5- Karasakal Erimbettiñ şeşüvi:
Keriniñ casarmağın aytalık biz,
Bul sözdi kulak salıp tındañız siz.
Üstinde kirsiz kiyim can tınıştık,
Salkın üy sapıruvlı sarı kımız.
Kırkuvsız bağlan etin mayda tuvrap,
Ceseñiz şorabalap, cuvalı tuz.
Üstiñde toktı teri tonın bolsa,
Kıskıraktıñ etin ceseñ kıs penen küz.
Keriniñ casarmağı osılayşa,
Demeden osılayşa küderindi üz.
Alpıska kelgen erge eyel cakpas,
Degender bilmey aytkan: “Bir suluv kız”.

Irıstı ile On Altı Akın (Türkiye Türkçesiyle)
Irıstı güzelin bilmecesi:
Kervanın deven var mı semer vuracak,
Semerleyip yüklü devesini bırakacak,
Kendin de yaşlanmış adamsın,
ıhtiyarı gençleştirecek çare var mı?
1- Eşniyaz Sald’ın Çözümü:
Kervanım, devem güçsüz, sırası gelip,
Karşılaştık yol üstünde sizle biz.
Senin gibi has alim ele geçse,
Yaşlının gençleşmesi bir güzel kız.
2- Alşın Ezilkeş’in Çözümü:
Semer artmak Allah‘ın emri kardeşim,
Bülbüldür bağın değerini arttıran.
Gönlü mesut ihtiyarın gençleşmesi gerçek,
Âmire gibi Urlukasını bulan herkes.
3- Alaşa Sadık Ozanın Çözümü:
Öldükten sonra gönlün arzusu baştan gider,
Bir çok yük arttım gönlüme.
Dönüp yaşlı insan genç olmaz,
Ancak gönlünüze gelen çıkar.
4- Onğar Ozanın Çözümü:
Baht devlet, kondursa insana ikbal kuşunu,
Veremez yük yükletmeye devesini.
Oğul, ayıp, iman, hem güzel yar,
ınsanın görünüşünü gençleştirir.
Bu söylenenden ne bulunur,
Olmasa kendiniz bilin sıradakini.
5- Karasakal Erimbet’in Çözümü:
Yaşlının gençleşmesini söyleyelim biz,
Bu söz kulak verip dinleyiniz siz.
Üstünde temiz elbise can rahatlığı,
Serin ev, karıştırılmış sarı kımız.
Kesilmemiş kuzu etini yağa doğrayıp,
Yeseniz çorba yapıp soğanlı tuzlu.
Üstünde toklu deri ceketin olsa,
Yavru kısrağın etini kış ve güz yesen.
Yaşlının gençleşmesi böyledir,
Deme’den böylece ümidini kes.
Altmışa gelen erkeğe kadın yaklaşmaz,
Diyenler bilmeden söylemiş “Bir güzel kız”.
     (Görüntülemek istediğiniz lehçenin adına / bayrağına dokunun.)