Header Ads

Yabancı Sözcüklere Türkçe Karşılıklar - T

Harf Seç ve Sözcük Ara

tabildot Fr. table d’hôte
seçmesiz yemek
Lokanta ve otellerde belirli bir para karşılığında verilen birkaç kap yemek.




tabloid İng. tabloid
küçük gazete
Siyasi ve sosyal meseleleri tek bir haberle veren bir tür gazete.




taç İng. touch
sp. yan
Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması.




takigraf Fr. tachygraphe
fiz. hızölçer
Motorlu araçlarda hız ölçüm aygıtı.




taksi Fr. taxie
biy. göçüm
Bazı kimyasal maddelerin veya ışık, ısı, elektrik vb. güçlerin etkisiyle protoplazmanın yanaşma veya uzaklaşma biçiminde olan yer değiştirmesi.




tandans Fr. tendance
eğilim
Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme.




tansiyometre Fr. tensiomètre
tek. gerilimölçer
Buhar, ayrışma, yüzey vb.ne ilişkin gerilimleri ölçen alet.




tansiyometri Fr. tensiométrie
gerilim ölçümü
1. Sıvılardaki yüzey gerilimlerini belirleme işi. 2. Mekanik gerilim niceliğini, birtakım ölçü araçlarından yararlanarak belirleme.




taşizm Fr. tachisme
lekecilik
Doğa biçimlerini değil, boya biçimlerini değerlendiren ve boya vuruşundan doğan görüntünün, insanın iç coşkusunu anlatmaya yeter olduğunu savunan soyut resim anlayışı.




teenage İng. teenage
ergenlik
Cinsel organların fizyolojik gelişmesiyle başlayan, büluğa ermişlikle yetişkinlik arasındaki dönem.




teenager İng. teenager
ergen
Döl verebilecek duruma gelmiş olan.




teist Fr. théiste
din b. tanrıcı
Evreni yaratan ve yöneten, vahiy yoluyla insanlara buyruklar veren bir Tanrı'nın varlığına inanan.




teizm Fr. théisme
din b. tanrıcılık
Evreni yaratan ve yöneten, vahiy yoluyla insanlara buyruklar veren bir Tanrı'nın varlığına inanma.




tekst Fr. texte
metin
Basılı veya el yazması parça.




tekstil Fr. textile
1. dokuma, 2. dokumacılık
1. Dokumak işi. 2. Dokumacının yaptığı iş.




telekinezi Fr. télékinésie
ruh b. uza devim
Fiziksel etkili medyumların gerçekleştirdiği öne sürülen olaylardan biri olan, nesnelerin dokunulmaksızın hareket edişi.




telekomünikasyon Fr. télécommunication
uz iletişim
Haber, yazı, resim, sembol veya her çeşit bilginin tel, radyo, optik vb. elektromanyetik sistemlerle iletilmesi, bunların yayımı veya alınması.




teleoloji Fr. téléologie
erek bilimi
1. Evreni ereklerle araçlar arasında bir ilişkiler dizgesi olarak gören öğreti. 2. Yalnızca insan hareketlerinin değil, tarih ve tabiat olaylarının ve bütünün olduğu gibi tek tek olayların da ereklerle belirlenmiş ve yönetilmiş olduğunu kabul eden öğreti.




telepati Fr. télépathie
ruh b. uza duyum
Birinin düşündüklerini veya uzakta geçen bir olayı hiçbir bağlantı olmadan algılama.




teleskop Fr. télescope
gök b. gözlemci, ırakgörür
Sonsuzdaki bir nesnenin gerçek görüntüsünü, içbükey bir aynadan yapılmış merceğinin odak düzleminde veren ve gök bilimiyle ilgili gözlemlerde kullanılan optik aygıt.




tenis İng. tennis
sp. alan topu
Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun.




teokrasi Fr. théocratie
top. b. din erki
Siyasi iktidarın, Tanrı'nın temsilcileri olduklarına inanılan din adamlarının elinde bulunduğu toplumsal.




teolog Fr. théologue
tanrı bilimci
Tanrı bilimiyle uğraşan kimse.




teoloji Fr. théologie
tanrı bilimi
Allah'ın varlığı ve nitelikleriyle ilgili konuları ele alan bir bilim kolu.




teori Fr. théorie
kuram
Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü.




teorik Fr. théorique
kuramsal
Kuramla ilgili, kuram durumunda bulunan, kuram niteliğinde olan.




teorisyen Fr. théoricien
kuramcı
Kuram ortaya koyan kimse, kurama bağlı olan.




terapi Fr. thérapie
tıp tedavi
Çeşitli yöntemlerle hastalığı iyi etme.




terapist Fr. thérapist
tıp tedavici
Tedavi eden kimse.




termik Fr. thermique
fiz. ısıl
Isı ile, sıcaklıkla ilgili.




terminoloji Fr. terminologie
terimler dizgesi
Bir sanat kolunda, bilim dallarında veya teknik alanlarda özel olarak kullanılan terimlerin tümü.




termograf Fr. thermographe
fiz. sıcaklıkyayar
Bir cismin ısı değişikliklerini, yaydığı kızıl ötesi ışınları kaydeden cihaz.




termometre Fr. thermomètre
fiz. sıcaklıkölçer
Havanın sıcaklığını veya vücudun ısısını ölçmeye, göstermeye yarayan araç.




termosfer Fr. thermosphère
gök b. ısı yuvarı
Sıcaklığın gittikçe yükseldiği 100-300 kilometre yükseklikler arasındaki hava yuvarı katmanı.




termostat Fr. thermostat
fiz. ısıdenetir
Bir yer veya nesnenin ısısını kendiliğinden düzenleyen, aynı derecede kalmasını sağlayan cihaz.




termoterapi Fr. thermothérapie
tıp ısı tedavisi
Hastalığın iyileştirilmesi için herhangi bir biçimde ısı uygulamasıyla yapılan tedavi.




terör Fr. terreur
yıldırı
Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma.




terörist Fr. terroriste
yıldırıcı
Bir siyasi davayı zorla kabul ettirmek için karşı tarafa korku salacak, cana ve mala kıyacak davranışlarda bulunan kimse.




terörizm Fr. terrorisme
yıldırıcılık
Bir siyasi davayı zorla kabul ettirmek için karşı tarafa korku salacak, cana ve mala kıyacak davranışlarda bulunma.




tersane İt. tersana
gemilik
Gemi yapılan yer.




tersiyer Fr. tertiaire
kim. üçüncül
Organik bir birleşiğin formülünde öbür üç karbon atomuna bağlı olan (karbon atomu).




testis Lat.
anat. er bezi
Erkeklik hormonunu oluşturan erkek cinsiyet bezi.




think-tank İng. think-tank
beyin takımı
Bir kurum veya kuruluşun yönetiminde etkin rol oynayan kimseler.




timing İng. timing
zamanlama
Zamanlamak işi.




tiner İng. thinner
inceltici
Boyaların yoğunluğunu azaltmak, sulandırmak amacıyla kullanılan kimyasal birleşimlerin genel adı.




tiraj Fr. tirage
baskı sayısı
Gazete, kitap, dergi vb.nin bir defada basıldığı sayı.




tirbuşon Fr. tire-bouchon
burgu
Tıpa çekmeye yarayan, ucu sivri ve helis biçiminde demir alet.




tire Fr. tiret
1. kısa çizgi, 2. uzun çizgi
1. Satır sonuna sığmayan kelimeleri, hecelere bölerken kullanılan noktalama işaretinin adı. 2. Karşılıklı konuşmada, konuşanın değiştiğini göstermek için kullanılan noktalama işaretinin adı.




titr Fr. titre
san
Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad.




tolerans Fr. tolérence
hoşgörü
Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu.




tolkşov İng. talk show
<İ>TV söz gösterisi
Toplumun ilgisini çeken, çeşitli konuların ele alındığı, karşılıklı şaka ve takılmalarla süslenen program.




tonmayster Alm. Tonmeister
ses yönetmeni
Radyo ve televizyon yayınlarında ses düzenini sağlamakla görevli kimse.




topless İng. topless
üstsüz
Belden üst kısmında giysi olmayan.




toponimi Fr. toponymie
yer adı bilimi
Yer adlarını inceleme konusu edinen dil bilimi dalı.




toreador Fr. toréadore
boğa güreşçisi
Boğa güreşi yapan kimse.




torero İsp. torero
boğa güreşçisi
Boğa güreşi yapan kimse.




total Fr. total
bütünsel
Bütün niteliğinde olan, bütünle ilgili.




trade center İng. trade center
ticaret merkezi
Çeşitli ürünlerin ve malların pazarlandığı, ticari ilişkilerin kurulduğu yer.




tradisyon Fr. tradition
top. b. gelenek
Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar.




tradisyonel Fr. traditionel
geleneksel
Geleneğe dayanan, gelenekle ilgili olan.




trafo Alm. Trafo
fiz. dönüştürücü
Aynı frekansta fakat yoğunluğu, gerilimi genellikle farklı olan bir veya birçok değişik akım dizgesini, değişik bir akım dizgesine dönüştüren elektromanyetik indükleçli duruk araç.




traksiyon Fr. traction
fiz. çekim
Herhangi bir cismin, başka bir cismi kendine doğru çekme gücü.




trankilizan Fr. tranquillisant
yatıştırıcı
Ağrıyı, sızıyı gideren (ilaç).




transandantal Fr. transcendantal
fel. deneyüstü
Deneyle kazanılması imkânsız, akılla ilgili olan bilgi.




transandantalizm Fr. transcendantalisme
fel. deneyüstücülük
1. İnsan bilgisinin niteliğini ve ilkelerini akıl yoluyla çözmek amacıyla deney alanının ötesine gitmeye çalışan anlayış.2. Ahlakta belli bir gizemciliği savunan, Tanrı, doğa ve insanı kaynaştırmaya çalışan Amerikan felsefe okulu.




transfer Fr. transfert
1. taşıma, 2. ekon. aktarma, 3. sp. alma
1. Taşımak işi. 2. Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş. 3. Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi.




transfigürasyon Fr. transfiguration
biçim değişimi
Şekil ve görünüşü değiştirme işi.




transformasyon Fr. transformation
ruh b. dönüşüm
Bilinçaltına itilmiş bir duygu veya isteğin, karşıtı görünümünde veya başka bir biçimde bilince yükselmesi.




transformatör Fr. transformateur
fiz. dönüştürücü
Aynı frekansta fakat yoğunluğu, gerilimi genellikle farklı olan bir veya birçok değişik akım dizgesini, değişik bir akım dizgesine dönüştüren elektromanyetik indükleçli duruk araç.




transformizm Fr. transformisme
fel. dönüşümcülük
Yaşayan türlerin yalın biçimlerden karmaşık biçimlere doğru evrimle gelişerek ortaya çıktığını öne süren öğreti.




transfüzyon Fr. transfusion
tıp kan aktarımı
Hasta veya yaralıya, kendi veya uygun bir kan grubundan damar yoluyla kan verme.




transkripsiyon Fr. transcription
dil b. çeviri yazı
Bir yazıyı bütün ses inceliklerini belirterek başka bir alfabeye çevirme yolu, yazı çevirimi.




transliterasyon Fr. translitération
dil b. harf çevirisi
Yabancı yazıların, okunuşları dikkate alınmadan harf harf aktarılması.




transparan Fr. transparent
saydam
İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf.




transplantasyon Fr. transplantation
1. tıp organ nakli, 2. bit. b. bitki nakli
1. İşlevini yitirmiş bir organın yerine sağlam bir organı koyma, organ aktarımı. 2. Bitkiyi bir yerden alıp başka bir yere dikme.




transporter İng. transporter
yükçeker
Yükleri bir noktadan başka bir noktaya götürmekte kullanılan araç.




travers Fr. traverse
tabanlık
Üzerine rayların yerleştirildiği, yere enine konulmuş demir veya ağaç parçaların her biri.




travma Fr. trauma
1. ruh b. sarsıntı. 2. tıp örselenme.
Canlı üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan durum, sadme. 2. tıp Bir doku veya organın yapısını, biçimini bozan ve dıştan mekanik bir tepki sonucu oluşan yerel yara.




travmatoloji Fr. traumatologie
sarsıntı bilimi
Cerrahinin yara ve bereleri tedavi eden bölümü.




trekking İng. trekking
doğa yürüyüşü
Belli kurallar ve grup anlayışı içinde doğada yapılan uzun yürüyüşler.




trend İng. trend
eğilim
Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme.




tretuvar Fr. trottoir
yaya kaldırımı
Sokaklarda, caddelerde yürümek için yapılmış yüksekçe yer.




triboloji İng. tribology
sürtünme bilimi
Sürtünme olaylarını inceleyen bilim dalı.




tribün Fr. tribune
sekilik
Spor salonu, stadyum, hipodrom vb. yarışma ve gösteri yapılan yerlerde seyircilerin oturduğu koltuklu veya basamaklı bölüm.




triloji Fr. trilogie
ed. üçleme
Bir yazarın, konu ve fikrî yapı olarak birbirini izleyen üç eseri.




trio İt. trio
müz. üçlü
1. Üç ses veya çalgı için düzenlenmiş müzik parçası. 2. Bu parçayı çalan üç kişilik müzik topluluğu.




tripleks Fr. triplex
üç katlı
Üç katı olan.




triportör Fr. triporteur
üçteker
Eşya taşımak için bir kasası bulunan, çoğu kez motorlu, üç tekerlekli küçük taşıt.




trok Fr. troc
değişim
Para aracılığı olmaksızın, bir nesnenin dolaysız olarak bir başka nesne ile değiştirilmesi.




tropika İt. tropica
1. coğ. ve gök b. dönence, 2. coğ. tropikal kuşak
1. Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator'un 23° 27' kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri. 2. İki tropika arasında bulunan sıcak kuşak.




tropizm Fr. tropisme
biy. yönelim
Bitki, hayvan vb. canlı varlıkların, ışık, ısı, besin gibi türlü uyarıcı sebeplerin etkisi altında, bu uyarıcılara doğru veya tersine yer değiştirmeleri olayı.




troyka Rus.
üçlü
Üç parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden üç tane bulunan.




tubeless İng. tubeless
içsiz
İç lastiği olmayan.




tüberküloz Fr. tuberculose
tıp verem
Herhangi bir organa ve en çok akciğerlere yerleşen Koh basilinin yol açtığı ateşli ve bulaşıcı bir hastalık.




tümör Fr. tumeur
tıp ur
Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru.




türbülans Fr. turbulence
coğ. burgaç
Beklenen hızından farklı bir biçimde ve beklenmeyen yönlerden gelen şiddetli hava akımı.




Türkoloji Fr. turcologie
Türklük bilimi
Türk dili, tarihi, edebiyatı ve halk bilimi araştırmalarını konu edinen bilim dalı.



Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.