Header Ads

Yabancı Sözcüklere Türkçe Karşılıklar - R

Harf Seç ve Sözcük Ara

radikal Fr. radical
1. kökten, 2. köktenci
1. Yüzeyde kalmayıp derine inen, asıl konuyu da içine alan. 2. Köktencilikten yana olan, köktencilik yanlısı olan.




radikalizm Fr. radicalisme
fel. ve top. b. köktencilik
1. fel. Ele alınan konunun temel nedenlerine, köklerine kadar inen düşünce biçimi. 2. top. b. Kurulu düzenin temellerine yönelik toplumsal ve ekonomik değiştirmelerden yana olan tutum veya öğreti.




radyasyon Fr. radiation
fiz. ışınım
1. Işın veya tanecik yayımı. 2. Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan ögelerin bütünü. 3. Bir enerjinin ışık demeti durumunda yayılması. 4. Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga hareketi yoluyla yayılması.




radyoaktif Fr. radioactif
fiz. ışınetkin
Işın etkinliği olan.




radyoaktivite Fr. radioactivité
fiz. ışınetkinlik
Alfa, beta veya gama ışınlarını yayma özelliği.




radyolog Fr. radiologue
ışın bilimci
Işın bilimi uzmanı.




radyoloji Fr. radiologie
ışın bilimi
Işık, elektrik ve ısı ışınlarının uygulama alanlarını inceleyen bilim dalı.



radyometre Fr. radiomètre
fiz. ışınölçer
Işınların enerjiye dönüşmesini gösteren araç.




radyotelefon Fr. radiotéléphone
telsiz telefon
Elektromanyetik dalgalar yardımıyla çalışan telefon.




radyotelgraf Fr. radiotélégraphe
telsiz telgraf
Elektromanyetik dalgalar yardımıyla çalışan telgraf düzeni.




radyoterapi Fr. radiothérapie
fiz. ve tıp ışın tedavisi
X ışınlarının biyolojik etkisine dayanan tedavi yöntemi.




rafinaj Fr. raffinage
arıtım
Petrol, yağ vb. maddeleri arıtma işi.




rafineri Fr. raffinerie
arıtımevi
Şeker, petrol vb. maddelerin arıtıldığı yer.




rafting İng. rafting
sp. sal yarışı
Özel botlarla debisi yüksek ırmaklarda yapılan bir tür spor.




raket Fr. raquette
sp. vuraç
Masa tenisi, tenis vb. oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağla veya lastikle kaplanmış saplı araç.




rambursman Fr. remboursement
tic. geri ödeme
Alınan bir borcun ödenmesi.




randıman Fr. rendement
verim
Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği.




rant Fr. rente
ekon. getirim
Bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeksizin sağladığı gelir.




rantabilite Fr. rentabilité
ekon. verimlilik
Yatırılmış sermayenin, bir kuruluşun veya bir yatırımın gelir sağlayabilme olanağı.




rantiye Fr. rentier
getirimci
1. Getirim sağlayan şey. 2. Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu hisse senedi vb. değerli evrakın geliriyle yaşayan kimse.




rasist Fr. raciste
ırkçı
Irkçılık yanlısı olan.




rasizm Fr. racisme
top. b. ırkçılık
İnsanların toplumsal özelliklerini biyolojik, ırksal özelliklerine indirgeyerek bir ırkın başka ırklara üstün olduğunu öne süren öğreti.




rasyo İng. ratio
oran
Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı.




rasyonalist Fr. rationaliste
fel. akılcı
Akılcılıktan yana olan.




rasyonalite Fr. rationalité
fel. ussallık
Akla dayalı olanın niteliği.




rasyonalizasyon Fr. rationalisation
ussallaştırma
Herhangi bir işi veya davranışı akla uygun kılma.




rasyonalizm Fr. rationalisme
fel. ve top. b. akılcılık
1. fel. Akla dayanan, doğruluğun ölçütünü duyularda değil, düşünmede ve tümdengelimli çıkarmalarda bulan öğretilerin genel adı. 2. top. b. Akla ve akıl yolu ile varılan yargıya inanma, akla aykırı veya akıl dışı hiçbir şeyi tanımama davranışı ve tutumu. 3. top. b. Bilginin evrensellik ve zorunluluğunun deneyden ve deneye dayanan genellemeden değil, yalnızca akıldan çıkartılabileceğini savunan öğreti.




rating İng. rating
değerlendirme
İletişim organlarında izlenme oranı.




rayba Alm. Reiber
pürüzalır
Bir borunun ağzına biçim vermek, genişletmek veya çapaklarını, pürüzlerini almak için kullanılan, çevresinde kesici yüzü bulunan alet.




reaksiyon Fr. réaction
1. tepki, 2. kim. tepkime
1. Bir cismin kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki, aksülamel. 2. Birbirini etkileyen maddeler arasında ortaya çıkan durum.




reaktif Fr. réactif
kim. ayıraç
Maddeleri kimyasal birleşime veya ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan bileşikler.




realist Fr. réaliste
gerçekçi
1. Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan. 2. Gerçekçilik yanlısı olan.




realite Fr. réalité
gerçeklik
Gerçek olan, var olan şeylerin tümü.




realizasyon Fr. réalisation
gerçekleştirme
Gerçekleştirmek işi.




realizm Fr. réalisme
fel. gerçekçilik
Bilinçten bağımsız bir gerçekliğin var olduğunu benimseyen görüş.




reasürans Fr. réassurance
ikili sigorta
Bir sigorta ortaklığının sigorta ettiği paranın bir bölümünü, olabilecek zarara karşı, başka bir ortaklığa yeniden sigorta ettirmesi işi.




redresör Fr. redresseur
fiz. doğrultmaç
İki yönlü bir dalgalı akımı, bir yönlü doğru akıma çevirmeye yarayan aygıt.




redüksiyon Fr. reduction
kim. ve mat. indirgeme
İndirgemek işi.




reel Fr. réel
gerçek
Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan.




reenkarnasyon Fr. réincarnation
ruh göçü
Ruhun bir bedenden başka bir bedene geçerek varlığını sürdürdüğü inancı.




referandum Fr. référendum
huk. halk oylaması
Halkın türlü siyasi ve toplumsal sorunlar karşısında olumlu veya olumsuz görüşünü belirlemek için başvurulan oylama.




referans Fr. référence
1. tavsiye mektubu, 2. kaynak, 3. tavsiye
1. Birinin işe uygun olduğunu, işe alınmasını bildirmek amacıyla yazılmış mektup. 2. Araştırma ve incelemede yararlanılan belge. 3. Bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme.




refleks Fr. réflexe
biy. ve ruh b. tepke
1. biy. Dıştan gelen bir uyarım sonucu doğan hareket, salgı gibi iç tepkilere yol açan irade dışı sinir etkinliği. 2. ruh b. Dıştan gelen bir uyarım sonucunda doğan ve hareket, salgı vb. tepkilere yol açan samimiyetsiz sinir etkinliği.




reflektör Fr. réflecteur
yansıtıcı
Işık, ses, görüntü vb.ni geri göndermek, yansımasını sağlamak amacıyla kullanılan araç.




reform Fr. réforme
düzeltme
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik.




reformist Fr. réformiste
düzeltmeci
Düzeltmecilik yanlısı.




refüj Fr. refuge
orta kaldırım
Taşıt trafiğinin yoğun olduğu yollarda yayaların karşıdan karşıya daha kolay geçmesi için yolun ortasında düzenlenmiş kaldırım.




regülasyon Fr. régulation
1. ayarlama, 2. düzenleme
Düzene koyma.




regülatör Fr. régulateur
1. fiz. düzenleyici, 2. ayarlayıcı
1. fiz. Bir makinenin görevini istenilen ölçüde tutup ayarlayabilen araç. 2. Ayar veya düzen veren şey.




rehabilitasyon Fr. réhabilitation
ekon. ve tıp iyileştirme
1. ekon. İflas hâlindeki işletmeyi iyi yönetimle kâra geçirme. 2. tıp Bir kimsenin iş yapmaya engel olan sakatlığını, yetersizliğini gidermek veya bozuk olan ruhsal durumunu düzeltmek amacıyla uygulanan tedavi.




rejisör Fr. régisseur
sin. ve tiy. yönetmen
Tiyatro ve sinema oyunlarında oyuncuların rollerini dağıtıp oyunu düzenleyen, metin, yorum, dekor, müzik vb. ögeler arasında birlik sağlamaya çalışan kimse.




rekonstrüksiyon Fr. reconstruction
yeniden kurma
1. Sit alanlarında yıkılmış binaların aslına uygun olarak yeniden yapılması. 2. Yeniden tasarlayarak biçimlendirme. 3. dil b. Bir sözün ilk biçiminin nasıl olabileceğini dil kurallarına göre kurgulama.




rektum Lat.
anat. göden
Kalın bağırsağın son bölümü.




remiks İng. remix
müz. ve sin. bindirim
1. müz. Melodiye sadık kalınarak bir parçanın yeniden değişik ritimlerde çalınması. 2. sin. İlk çekimin son görüntülerinin yavaş yavaş silikleştirilmesi, ikinci çekimin ilk görüntülerinin gittikçe güçlendirilmesinden sonra belli bir noktada iki çekimin görüntülerinin üst üste gelmesi ve en sonunda ikinci çekimin görüntülerinin belirginleşmesi tekniği.




reorganizasyon Fr. réorganisation
yeniden düzenleme
Yeniden düzen verme.




repertuvar Fr. répertoire
1. müz. dağarcık, 2. birikim
1. Bir müzik topluluğunun veya sanatçının hazırlamış olduğu parçalar. 2. Bilim veya sanat alanında sahip olunan bilgi.




reprodüksiyon Fr. reproduction
çoğaltma
1. Aslına uygun olarak yapılan taklit. 2. Bir sanat eserinin kopyası veya taklidi.




resepsiyon Fr. réception
1. kabul yeri, 2. kabul töreni
1. Otel vb. bir kuruluşta müşterilerle ilgilenen bölüm. 2. Resmî konukları ağırlama töreni.




reseptör Fr. récepteur
fiz. almaç
Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren cihaz.




resesif Fr. récessif
biy. çekinik
Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan (soya çekim nitelikleri).




resesyon Fr. recéssion
ekon. durgunluk
Alışverişin azlığı vb. nedenlerle piyasanın durgun olması.




resolüsyon Fr. résolution
kim. çözünürlük
Bir maddenin başka bir madde içinde çözünme özelliği.




restitüsyon Fr. restitution
yeniden tasarımlama
Bir tasarımı yeniden gözden geçirme.




restorasyon Fr. restauration
mim. yenileme
Eski bir yapıda yıkılmış, bozulmuş olan bölümleri aslına uygun bir biçimde onarma.




retina Lat.
anat. ağ tabaka
Göz yuvarlarının iç yüzeyinde görme sinirinin yayılması ile beliren, ışığa duyarlı, ağımsı bölüm.




retrospektif Fr. rétrospective
dünden bugüne
Sanatçının özellikle ilk dönemlerinde meydana getirdiği eserlerinden oluşmuş (sergi).




revalüasyon Fr. révaluation
ekon. değer katma
Bir paranın değerini altına ve dövize göre yeniden ayarlama.




revize Fr. révisé
düzeltilmiş, yenilenmiş
“Düzeltmek, yenilemek” anlamındaki revize etmek birleşik fiilinde geçer.




rezervasyon Fr. réservation
ayırtma
Otel, gazino, lokanta vb. yerlerle uçak, tren, otobüs gibi taşıtlarda yer ayırma işi.




rezidans Fr. résidence
saray konut
Kendine ait güvenliği bulunan, içinde yaşayanlara özel hizmetler sunulan, her türlü ihtiyacın karşılandığı özel konut.




rezistans Fr. résistance
fiz. direnç
1. Bir nesnenin elektrik akımına karşı dayanma özelliği. 2. Bir çevrime istenilen değerde ek direnç katmak için kullanılan düzen.




rezonans Fr. résonance
fiz. titreşim
Küçük ve hızlı salınım.




ritim Fr. rythme
müz. dizem
Bir dizede, bir notada vurgu, uzunluk veya ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde tekrarlanmasından doğan ses uygunluğu.




ritmik Fr. rythmique
dizemli
Düzenli aralıklarla tekrarlanan.




ritüel Fr. rituel
ayin
Dinî tören.




roaming İng. roaming
dolaşım ortaklığı
Müşterilerine yurt dışında da hizmet verebilmek için cep telefonu firmalarının başka ülkelerin iletişim firmalarıyla kurduğu iş birliği.




rodaj Fr. rodage
alıştırma
Bir araç motorundan tam verim elde edilebilmesi için ilk dönemlerinde yüksek devirde düşük hızda çalıştırılması.




rotasyon Fr. rotation
yer değiştirme
Bir birimde çalışan görevlilerin düzenli bir biçimde başka birimlere geçmesi.




rotor Fr. rotor
fiz. döneç
Dalgalı akımlı elektrik motor veya dinamolarında hareketli bölüm.




rölatif Fr. relatif
fel. göreceli
Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan.




rölativist Fr. relativist
fel. göreci
Bağıntıcılık yanlısı olan.




rölativite Fr. relativité
fel. görelik
Eşyayı, kavramları veya tasarımları birlik, bağlılık, birliktelik vb. durumlarda toplayan görünüş veya nitelik.




rölativizm Fr. relativisme
fel. görecelik
Bağıntılılık öğretisi, özellikle bilginin bağıntılı olduğunu ileri süren her türlü felsefe öğretisi.




rölyef Fr. relief
kabartma
Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılan eser.




rötar Fr. retard
gecikme
Gecikmek işi.




röyalti İng. royalty
huk. telif hakkı
Bir fikir veya sanat eserini yaratan kişinin, bu eserden doğan haklarının hepsi.



Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.